Starship Troopers Extermination İnceleme | Goygoy Engine
https://cdn.goygoyengine.com/images/1732784430746-5c35a3c35a7fc636.jpg

Starship Troopers Extermination İnceleme

Starship Troopers, Yıldız Gemisi Askerleri. En sevdiğim kitaplardan biri. Aslına bakarsanız kitapla tanışmam çok eskiye dayanmıyor. Birkaç ay önce, internette gezinirken İthaki yayınlarının uzun zaman sonra Robert Heinlein’in eserlerini tekrardan bastığını gördüm. Bir bilim kurgu sever olarak, bilim kurgunun üç büyük isminden biri olarak kabul edilen Robert Heinlein’in hiçbir eserini okuyamamış olmak bir utançtı ve giderilmesi gerekiyordu. Hemen kitapları sipariş verdim ve Yıldız Gemisi Askerleri’ni okumaya başladım.

Yıldız Gemisi Askerleri

Kitap, insanların başka gezegenlere gidip orada yaşamaya başladığı bir çağda Terra Federasyonu adındaki bir ülkede geçiyor. Bu ülkede doğan insanların vatandaş olabilmesi için 2 yıl gönüllü askerlik yapmaları gerekiyor. Karakterimiz Juan Rico da, gerçek bir vatandaş olabilmek için 2 yıl askerlik yapmaya karar veren hevesli gençlerden biri. Kitap genel olarak Rico’nun eğitimini konu alıyor. Başta liseden yeni mezun olmuş, askerlik ya da yaşadığı çağ hakkında hiçbir fikri olmayan karakterimizin askerlikle yüzleşmesine ve değişimine tanık oluyoruz.

Rico ve arkadaşları liseden mezun olduklarında bir hevesle asker olmaya karar veriyorlar. Gönüllü askerlik için kayıtlarını yaptırmaya gittiklerinde, oradaki görevliler onları her ne kadar vazgeçirmeye çalışsa da, başarılı olamıyorlar ve orduya yazılıyorlar. Karakterimiz Rico, Çevik Piyade olarak adlandırılan bir birliğe atanıyor. Bu birlik, sıcak çatışmaya en fazla giren birim ve haliyle oldukça zorlu bir eğitim görüyorlar. Başta 2000 kişi olarak başlayan eğitimleri, yoğun ve acımasız süreçler sonucunda azalıyor. Fiziksel eğitimin yanı sıra bir asker gibi düşünmeyi öğretiyorlar burada Rico gibi yeni askerlere. Bazen saçma da olsa, yanlış da olsa emirleri uygulamayı öğretiyorlar. Tabii bu dersi genelde işkenceler ve korkutma yöntemleriyle anlatıyorlar. 2 yıl askerlik yapıp vatandaş olmaya gelmişsiniz. Zar zor da olsa 1-1.5 yılını tamamlamışsınız, sırf saçma bir emri uygulamadınız diye ordudan atılır ve vatandaş olma şansınızı kaybederseniz, yazık olur. Değil mi? Çoğu kişinin eğitime dayanma motivasyonu da bu zaten.

Bu vatandaşlık da ne ola ki derseniz, şöyle kısaca açıklayabilirim. Eğer vatandaş olamazsanız, ülke seçimlerinde oy kullanamıyorsunuz. Hala ülkede yaşayabilirsiniz. Karakterimiz Rico’nun oldukça varlıklı bir ailesi var ve hiçbiri vatandaş değil. Ancak vatandaş değilseniz, yaşadığınız ülkenin geleceği hakkında söz hakkınız olmuyor. resim1 Kitaptaki ülkemiz olan Terra Federasyonu kurulmadan önce, Dünya’da pek çok devlet çöküşün eşiğine gelmiştir. Bazı savaş gazileri bir araya gelerek isyanları ve yağmaları durdurmak için bir araya gelirler. Aralarına eski askerler dışında kimseyi almayan bu yapı zamanla büyür ve Terra Federasyonu’na dönüşür. Parayla vatandaşlık satılsa bu kadar prestijli olmazdı ancak 2 yıl hizmet verip vatandaşlık kazanmak toplum içinde gayet prestijli. Bu prestij için orduya katılan kişilerin adım adım nasıl gerçek bir askere dönüştüklerini ya da dönüşemediklerini adım adım işliyor kitap.

Çok büyük aksiyon, yüksek tempo beklemeyin kitaptan. Neredeyse tamamı bir askerin eğitimi ve felsefesi üzerine. Özellikle günümüzde herkesin Şirinler’den fırlama düşüncelerle hareket ettiği bir dünyaya, şiddetin ve savaşın ne olduğunu hatırlatıyor. Kitap şiddet iyidir, ya da kötüdür, demiyor. Her şeyin olumlu ve olumsuz yönleri vardır. Kitap, tüm gerçekliğiyle bunları göz önüne seriyor, yorumlamak ve fikir üretmek size kalmış. Zaten bu yüzden kitap çok farklı yorumlamalara maruz kalmış. Kitaptan bir alıntı yapmak istiyorum.

‘Şiddet hiçbir şeyi çözmez’ diye tarihsel olarak hatalı ve ahlaki açıdan tamamen yanlış olan bu doktrine sıkı sıkıya sarılan herkese, bunu tartışmaları için Napolyon Bonapart ile Wellington Dükü’nün hayaletlerini çağırmalarını öneririm. Hakem olarak Hitler’in hayaleti görev alabilir, jüri ise Dodo kuşu, Büyük Penguen ve Yolcu Güvercini olabilir. Şiddet, yalın güç, tarihte diğer herhangi bir faktörden daha fazla sorunu çözmüştür ve aksi yöndeki görüş, hüsnükuruntulu düşüncenin en kötü halidir. Bu temel gerçeği unutan ırklar, her zaman bunun bedelini yaşamları ve özgürlükleriyle ödemiştir.

Savaş ve şiddet evet, kötü bir şey. Ancak yaşadığımız dünya, savaş ve şiddet olmadan var olamazdı. Başka bir alıntı daha yapmak istiyorum. Eğitim sırasında Rico’nun bir arkadaşı, neden düşmanlarını sadece saf güçlerle yok etmediklerini sorgular. Eğitmenleri Zim şöyle bir yanıt verir:

Düşman bir şehri h bombasıyla vurmanın, bir bebeği baltayla dövmek kadar aptalca olabileceği durumlar vardır. Savaş tek başına şiddet ve öldürmek değildir; savaş bir amaç uğruna sergilenen kontrollü şiddettir. Savaşın amacı, hükümetinin kararlarını zorla desteklemektir. Amaç, düşmanı sırf öldürmek için öldürmek değildir… onu yapmak istediğin şeyi yapmaya zorlamaktır. Öldürmek değil… kontrollü ve amaçlı şiddet. Ama amacı veya kontrolü belirlemek senin ya da benim işim değil. Bir askerin işi asla ne zaman, nerede, nasıl ya da neden savaşacağını belirlemek değildir; bu, devlet adamlarına ve generallere aittir. Devlet adamları nedenini ve ne kadarını belirler; generaller ise emri alır ve bize nerede, ne zaman ve nasıl davranacağımızı söyler. Biz şiddeti sağlarız; diğerleri — ‘daha yaşlı ve daha bilge kafalar’ da denir — kontrolü sağlar. Tam olması gerektiği gibi. Sana verebileceğim en iyi cevap bu. Eğer bu seni tatmin etmiyorsa, alay komutanıyla konuşman için sana bir belge hazırlarım. O da seni ikna edemezse… o zaman evine dön ve sivil ol! Çünkü bu durumda kesinlikle asla iyi bir asker olamazsın.

Kitapta insanlar ve böcekler arasında süregelen uzun bir savaş var. İnsanlar ve böcekler, gezegenleri ele geçirmek için birbirlerini öldürüyorlar. Sonsuza kadar sürecek bir savaş gibi ilerliyor. Ve askerlere bu savaşı sorgulamamalarını öğreten bir eğitim veriliyor. Savaşın nedeni, savaşın nasıl yapılacağı, savaşın ne zaman yapılacağı gibi konular cephede canını tehlikeye atan askere düşmüyor. resim5 Yıldız Gemisi Askerleri, askeri bilim kurguyu doğuran modern bir savaş sanatları kitabı. Bir kült. Filmlere ve oyunlara pek çok kez konu olmuş, uyarlanmış bir kült. Ancak bugün burada toplanmamızın asıl sebebi Starship Troopers: Extermination.

Kitap ilginizi çektiyse bu yazıyı okumanızı öneririm.

Starship Troopers: Extermination İnceleme

Geçtiğimiz günlerde maillerimi kontrol ederken bir baktım ki, Starship Troopers Extermination’ın inceleme kodu gelmiş. Hemen oyunu indirdim. Açtım oyunu, General Rico beni karşıladı. Kitapta orduya yeni giren Rico kardeşimiz, general olmuş. Emredim komutanım, dedim ve ilk maçıma girdim.

Ama işler beklenildiği gibi gitmedi.

Starship Troopers Extermination arkadaşlarınızla bir araya gelip gezegen gezegen böcek avladığınız bir aksiyon oyunu. Temelde vaat ettiği şey, Helldivers 2’nin FPS versiyonu ki, Helldivers’ta zaten Starship Troopers kültünden oldukça etkilenmiş bir yapım. Hatta öyle bir etkilenmiş ki, Helldivers 2 yayınlandıktan sonra kitabın film uyarlaması son zamanlarda hiç olmadığı kadar izlenmişti. Starship Troopers Extermination’a geri dönelim.

Oyun maalesef benim için çok büyük bir hayal kırıklığı oldu. Oyunun en büyük sorunu prodüksiyon kalitesi. Sanki oyunun bütçesinin tamamını Starship Troopers’ın isim haklarına ödemişler de geriye bir şey kalmamış gibi. Helldivers 2’nin Erzurum versiyonunu oynuyormuş gibi hissettiriyor. Vuruş hissi yerlerde, optimizasyon berbat. Cyberpunk 2077’i çıktığı ilk günlerde oynayan biri olarak söylüyorum, bu oyun oynadığım en kötü optimizasyona sahip oyun. RTX 2060’lı ve RTX 4060’lı sistemlerde oyunu denedim ve ikisinde de rezalet bir performans aldım. resim4 Temel oyun döngümüz şu: Bir gezegene gidiyoruz, orada biraz böcek öldürüp üs inşa ediyoruz. Dalga dalga böcekler üzerimize geliyor, öldürdükçe kazandıklarımızla üsümüzü geliştiriyoruz. Her döngüde oyun daha da zorlaşıyor. Daha fazla böcek çıkıyor karşınıza. Ve daha önce diğer oyunlarda görmediğim bir zorluk faktörü olarak, her döngüde FPS’iniz biraz daha düşüyor. Sona doğru 10-15 FPS almaya başlıyorum. Dona dona oynatarak oyun kendini zorlaştırıyor. Bu yıl çıkan ve böyle yoğun düşman gruplarıyla savaştığımız bir oyun daha var: Warhammer 40k: Space Marine 2. O kadar yoğun düşman gruplarına rağmen o kadar iyi bir optimizasyon yapmışlar ki, resmen ders niteliğinde. Ancak Starship Troopers’ta Space Marine 2’nin çeyreği kadar bile olmayan düşman grupları oyunun performansını öldürüyor.

Oyunda ne efektler düzgün, ne vuruş hissiyatı düzgün. Bir patlama oluyor, hiçbir şey göremiyorsunuz. Bir böceğe sıkıyorsunuz, ölüp ölmediğini anlamıyorsunuz. Bu videoyu izleyen herhangi bir 5 kişiyi bir araya getirip onlara bir yıl süre versek, muhtemelen bu oyundan daha iyi bir şey ortaya koyarlar. Ekip, altından kalkamayacakları bir işe girişmiş ve başaramamış. Tamamen amatör bir ekip de değiller aslında, Squad’ı yapan Offworld ekibi tarafından geliştiriliyor oyun.

Aslında çok güzel bir potansiyel varmış. Oyun yer yer sizi moda da sokuyor. Tek başınıza sarmaz ancak arkadaşlarınızla oynarken falan eğlenceli olduğu anlar olabiliyor. Başarılı veya başarısız görevi tamamladıktan sonra, bir uçak geliyor ve tahliye oluyorsunuz. Genelde modlar 16 kişi. 16 kişi böcekler bir yandan size saldırırken hayatta kalmaya çalışıp uçağa yetişmeye çalışıyorsunuz. Bazıları önden gitsin diye onlara yol açıyorsunuz. Onlar uçağa varınca, siz koşuyorsunuz ve onlar size yol açıyor. Bu kısımlar gayet eğlenceli ancak gerek genel kalite, gerek optimizasyon sorunlarından oyun oynanılabilir halde değil.

resim6

Oyunda 6 tane karakter sınıfı var ve her sınıfın kendi yeteneği var. Her sınıfın kendi yeteneği var. İşte bir sınıf etrafında kalkan oluşturabiliyor. Bir sınıf Crysis 1’de maksimum güç modundayken zıplarmış gibi uçabiliyor. Bir sınıf kendini öne doğru itebiliyor. Gibi gibi. Ancak sadece bir sınıf oynanılabilir. Oyunda hareket etmek çok dayanılmaz, kendini öne doğru itebilen karakter oyunda hareket etmeyi daha katlanabilir hale getiriyor. Bu yüzden sadece bu karakterle oyunu oynayabildik.

Oyunda çoğu zaman ansızın ölüyorsunuz, birden bir bakmışsınız yaşıyorsunuz, sonra bir bakmışsınız yaşamıyorsunuz. Hasar aldığınızda bunu fark etmek çok zor. Üzerine böyle bir oyuna tek atan düşmanlar koymak, büyük bir tasarım hatası. Böcekler birden karşınızda, arkanızda, önünüzde pop-up reklamlar gibi doğuyor. Çoğu zaman ölümünüzün sebebini anlamadan ölüyorsunuz.

Bir düşmana sıkıyorsunuz, hasar aldı mı, öldü mü belli değil. Oyun bir süre ilerledikten sonra her yer ölü böcek oluyor. Oyunlar genelde optimizasyon için öldürdüğünüz düşmanları bir süre sonra oyuncuya fark ettirmeden siler. Ancak Starship Troopers Extermination atmosferi korumak için öldürdüğünüz düşmanları bırakıyor. Bu da hem oyunun performansını kötüleştiriyor, hem de ne olup bittiğini anlamanızı engelliyor. resim7 Oyun çıkalı yaklaşık 1.5 ay oldu, bundan önceyse yaklaşık 1.5 yıl erken erişimde kaldı. Oyunun final hali bu haldeyse, erken erişim halini tahmin bile edemiyorum. Erken erişime ilk çıktığında anlık 16 bin oyuncuya ulaşmışken, şu an günde 1000 anlık oyuncuya bile oluşamıyor. Bir çok oyunculu oyunun bu kadar kısa sürede bu kadar oyuncu kaybetmesi, oyunun ne kadar kötü olduğunun bir göstergesi. Ancak yine de oyunun sadık bir kitlesi oluşmuş gibi. Bir maça girdiğinizde, komutan gibi takılan sizlere emirler veren insanlar var. Belli ki bu oyun, onlara hitap etmiş.

Goygoy Engine
Goygoy Engine
Starship Troopers: Extermination
44

Helldivers 2'nin Erzurum hali gibi.

+'lar
-'ler
Tahliye kısımları eğlenceli
Optimizasyon
Genel kalite

Bu incelemeyi video formatında da izleyebilirsiniz.